Sweet Bonanza Logo

 Migren Tedavisi

Migren'in tanımı

4 ile 72 saat süren ani bir saldırı gibi gelen şiddetli baş ağrısı.

Ağrı mutlaka başın bir tarafında hissedilir ve hayatı çekilmez hale sokar.

Ağrı, başın bir tarafına vuruluyor, yumruklanıyor gibi şiddetli bir ağrıdır.

Ağrı başlamadan önce kusma, mide bulantısı, ışık veya gürültüye karşı duyarlılık gibi belirtilerden biri mutlaka görülür.

Böyle en az beş ‘‘saldırı’’dan sonra kesin migren olduğuna karar verilir.

10 öneri

1. Sizde migren' e neden olan etkenleri iyi tanıyın ve onlardan uzak durun.

2. Uyku saatlerinizi düzenli tutmaya, uyuma-uyanma ritminizi fazla değiştirmemeye çelişın.

3. Öğünleri mümkün olduğu kadar hep aynı saatlerde yemeye dikkat edin.

4. Spor yapın, vücudun sinir yapısını güçlendirir.

5. Günlük hayatınızda belirli, düzenli bir rutin tutturun, stresi elinizden geldiği kadar azaltın.

6. Hayır demeyi öğrenin. Yapmak istemediğiniz şeyleri yapmayın.

7. Programlı bir şekilde yoga, masaj gibi terapilerle geriliminizi atmaya ve azaltmaya çalışın.

8. Çalışırken mutlaka düzenli aralar verin.

9. Hayatta gerçekçi emelleriniz olsun, beklentilerin gerçekleşmemesi sinirleri gerer.

10. Her hafta bir günü kendinize ayırın. Sevdiğiniz şeyleri yaparak dinlenin.

İngiliz uzmanların tesadüf eseri buldukları bir tedavi yöntemi migren'in tarihe karışmasını sağlayacak. Risk oranı çok düşük basit bir kalp operasyonuyla bugüne kadar tedavisi bulanamayan migrenden kurtulmak mümkün olacak

İngiliz bilimadamları bundan 20 yıl önce kalbi delik olan (PFO hastası) dalgıçların aynı zamanda migren hastası olduğunu keşfetti. Yani bu kişilerin kalbinin iki üst odacığı arasındaki kulakçık kapanmıyordu. Uzmanlara göre bu, kanın tamamen filtre olmasını engelliyordu. İçinde pıhtılar olan kan da beyne gittiğinde migren ataklarına neden oluyordu. Ancak bu dalgıçlar kalp ameliyatı olup kapakçığın doğru çalışmasını sağladıklarında migren ataklarının da tamamen durduğu dikkat çekti. İşte o günden beri devam eden araştırmaların ardından İngiltere'deki King's College doktorları 200 kişi üzerinde ameliyat yoluyla migren tedavisini denemek için izin aldı. Eğer deneyler başarılı olursa ilk kez migren'i tamamen ortadan kaldıracak bir çözüm üretilmiş olacak. Şu andaki tüm migren tedavileri, hastalığı değil şikayetleri ortadan kaldırmaya yönelik.

Terapiyle Migren Tedavisi

Çocuklara ilaç yerine terapi uygulanmasını uygun gören ABD'li bilim adamları, ilaçların çocu ve gençlere zarar verebileceğini de belirtiyor.

Migren tedavisi'nde yetişkinlerden farklı oldukları ve gelişimlerini tam tamamlamadıkları için ilaç tedavisinden kaçınılması gerektiğini belirten uzmanlar, çocuklar için ilaç tedavisi yerine terapi yöntemini uygun bulduklarını belirtiyorlar.

Migren ilaçlarının çocuk ve gençlerde, yetişkinlerde gösterdiği etkiyi göstermediğini açıklayan Amarikalı bilim adamları bu ilaçların gençlere tam ters etki yaratıp ağrıları arttırabileceğini vurguluyorlar. Uzmanlar, stresin neden olduğu migrenden korunmak için stresten kaçınmak olduğuna dikkat çekiyor ve günde 20 dakika yapılan keyif verici bir hobinin, kişiyi rahatlatması ve vücuttaki negatif elektiriği atması için yeterli olduğu da vurguluyor.

Migren, Kadınlarda Daha Çok Görülüyor
Uzmanlar migren'in kadınlarda daha çok görüldüğünü belirterek, nedeninin kadınlık hormonu ‘östrojen’ olduğunu kaydetti. Uzmanlar, migren'in kadının doğurgan olduğu dönemde sık görüldüğünü vurgulayarak, çocuklukta ve menopoz sonrası dönemde görülme sıklığının erkeklerle eşit düzeyde olduğunu kaydetti.
Uzmanlar migren ağrısından en kısa zamanda kurtulunması için bazı önerilerde bulundu.
• Ortam müsaitse, uyumaya çalışın. Karanlık, loş, sessiz bir odada dinlenin.
• Başınızı eşarpla sıkın (genişlemiş damarlara baskı uyguluyor).

Kadınların korkulu rüyası: Migren ve tedavisi
Migren ve kas kasılmasından kaynaklanan baş ağrıları günümüzün stresli insanının ve özellikle de hanımların korkulu rüyası oldu.
SSK Vakıf Gureba Hastanesi Nöroloji Bölümü uzmanlarından Dr. Ali Akben, baş ağrısı üzerine derinlemesine bilgiler verdi. “Baş ağrılarının sebepleri de, tedavileri de çok çeşitlidir” diyen Dr. Akben, “Migren'in başlıca karakteristiği belirli aralıklarla gelmesidir. Temel sebebi ise beynin yüzeysel damarlarındaki genişleme ve daralmalardır. Bu hastalıkta irsî yatkınlık da sözkonusudur. Bu yatkınlık açlık, kapalı ortam, gürültü, alkollü içecekler, hava kirliliği, stres ve psikolojik gerginlik gibi sebeplerle gün ışığına çıkabilir. Ağrı 4 saat ile 72 saat (3 gün) arasında devam edebilir. Başın bir yarısını tutar ve göz oyuluyor gibi zonklar. Özellikle hanımların korkulu rüyası olan ağrı öncesi ve sonrası bulantı, kusma, ışığa ve sese tahammülsüzlük olur. Hasta huzursuzdur. Migren tedavisi olan bir hastalıktır ve teşhisi için de uzun tetkik ve tahlil gerekmez” dedi.
Migren tedavisi'nde en önemli unsurun “hasta-hekim” diyaloğu olduğunu belirten Dr. Akben “Migren tedavisi'nde, basit krizler için ilaç almaya gerek yoktur. Şiddetli krizlerde ise belirli bir periyotta hekimin uygulayacağı programla başarı sağlanabilir. Migren'in yanısıra ‘gerilim baş ağrıları’ ve ‘küme baş ağrıları’na da sık rastlıyoruz. Bunlar hastaları çok korkutuyor. Tedavide ilaçların dışında akupunkturun da önemli bir yeri var. Akupunktur, Çin’de binlerce yıllık geçmişi olan geleneksel bir tedavi usulü. Akupunktur tedavisi, bozulan dengeyi düzenleme ve düzene sokulan dengenin devamlılığının sağlanması işidir. Akupunkturun, ağrı kesici, dolaşımı düzenleyici ve güçlendirici etkileri vardır. Birçok romatizmal, ruhi ve hormonal hastalıkların yanında baş ağrıları, migren ve yüz felci gibi nörolojik rahatsızlıklarda da başarı ile kullanılmaktadır” dedi.
Dr. Akben, migren hastalarının karamsarlığa kapılmamasını, konusunun uzmanı olan bir hekime müracaat etmelerini istedi. Akben’e göre sabırla tedaviyi sürdürenler bu dertten kurtulabiliyor.

Migren dostları!

Dayanılmaz acılar içinde kıvrandıran migren ile aldığımız besinlerin doğrudan ilgili olduğu biliniyor. Migren ağrıları beyindeki kimyasal bazı değişimlerden kaynaklanıyor. Alınan besinlerdeki bazı kimyasal maddeler, migren ağrılarının başlamasına neden oluyor.

Çikolata sakıncalı

Yorucu bir günün sonunda çikolata yiyerek avunmak isteyen migren hastaları, bir süre sonra dayanılmaz sancılar içinde kıvranmaya başlıyorlar. Çikolata ve alkollü içkilerin migren ağrılarını şiddetlendirdikleri ileri sürülüyor. Çikolata ve alkolün dışında peynir ve sütlü besinler, peynir türleri, migren ağrılarını özellikle artıran yiyeceklerdir. Bunların dışında narenciye türü meyveler ve meyve suları, kırmızı şarap, kahve, çay, tatlı kurabiyeler deniz ürünleri ve soğan migren ağrılarına neden olan yiyecekler arasında yer alıyor.

Miktar önemli

Tıp uzmanları, migren hastalarına yedikleri yiyeceklerin türü kadar miktarının da önemli olduğunu hatırlatıyorlar. Övün atlamak ve düzenli yemek yerine tatlı yiyecekler atıştırmak migren krizlerinin başlamasına neden olabiliyor. Migren hastalarına sık aralarla azar azar yemek yemeleri öneriliyor. Adet dönemlerinden önceki günlerde migren ağrılarından yakınan kadınların da yiyeceklerine dikkat etmeleri gerek. Adet döneminden önceki günlerde çikolata yemenin son derece sakıncalı olduğunu belirtelim.

Dünya üzerinde milyonlarca insanın sık sık hayatını karartan migren ağrıları tıp dilinde ‘‘beyindeki bir kısa devre’’ ve nörolojik bir hastalık olarak tanımlanıyor. Nedenleri, niçinleri, sonuçları üzerinde sayısız araştırma yapılan migren ağrılarının günümüze kadar yüzde 100 etkili bir çözümü bulunmasa da, uzmanlara yardımcı olacak pek çok bulgu var ortada. En önemlisi ve kesini de migren hastalarının ‘‘yüksek gerilim’’ altında olmaları...

Migren'e beyindeki duyu ve uyarı sistemindeki bozuklukların neden olduğu biliniyor. Bilinen bir başka gerçek de, migren'in kadınlarda daha fazla görülmesi... Bunun nedeni, kadınların -doğalarından dolayı- beyindeki duyu ve uyarı sistemlerinin daha hassas olması. Doktorlar, migren ağrılarının başlamasına neden olan etkenleri iç ve dış etkenler olmak üzere iki grupta topluyorlar. İç etkenler arasında uyku düzeninde bozukluklar, açlık, sindirim sistemi rahatsızlıkları yer alıyor. Dış etkenler ise, gürültü, stres, bilgisayar başında uzun süre çalışmak, ışık gibi dış dünyayla ilgili şeyler.

Migren ağrıları başın tek yanında sanki kafaya yumruk atılıyor gibi çoğu zaman zonklamayla birlikte hissediliyor. Ağrılar çoğunlukla başta karıncalanma, görme, işitme bozukluğu, mide bulantısı, kusma gibi başka fiziksel arızalarla birlikte saldırıyor migren hastalarına.

Doktorlar asabiyet, gerilim ve stresle yakından ilgisi olan migren'e akupunktur, hipnoz, masaj, aromaterapi, yoga gibi rahatlatıcı terapilerin iyi geleceğini kabul ediyorlar. Ayrıca beynin duyu ve uyarı fonksiyonunu düzene sokan kalp ilaçları ve çeşitli ağrı kesiciler de migrene iyi geliyor. Bugünlerde migren ağrılarına iyi gelecek üç ilaç daha piyasaya sürülecek.

Bu arada yıllardır süregelen ‘‘peynir ya da çikolata migren'e neden oluyor’’ tezini de kabul etmiyor uzmanlar. Doktorlara göre bu cins gıdalar ağrıya neden olmuyor. Ancak bu gıdalara ihtiyaç duymak migren'in habercisi oluyor. İstatistiklere göre migren hastalarının yüzde 30'u iki gün önceki iştahlarından migren'in yakınlarda olduğunu anlıyorlar. Migren'in habercileri arasında yorgunluk, hiperaktif olmak, depresif olmak da var.

Muayyen baş agrısı

Her dört kadından biri, migren'den mustarip. Hayatlarının tamamında olmasa bile herhangi bir döneminde mutlaka migren'den şikayet ediyorlar. Kadınların böylesine yaygın olarak baş ağrısı çekmesi kesinlikle tesadüf değil. Tamamen hormonlarla ilgili. Kızlar ve erkeklerin migrene yakalanma riski, ergenlik dönemine kadar aynı. Fakat puberte adı verilen erişkinliğe geçiş devresiyle birlikte yani kadının doğurganlığını kazanmasıyla, migren'in görülme sıklığı, erkeklere göre aniden üç kat birden artıyor. Üstelik bu kadınların yaklaşık yüzde 15'i, ilk migren atağının adet kanamalarının başlamasıyla ortaya çıktığını bildiriyorlar.

Migrenmenopoz dönemiyle birlikte en rahatsız edici noktaya ulaşıyor. Bu durum da gösteriyor ki, hormonlarla migren arasında sıkı bir bağlantı var. Adet dönemlerinde ortaya çıkan migrenden genellikle menstrual migren olarak bahsediliyor. Ancak bu tanımın anlamı, araştırmacılara göre değişiyor. Adet dönemindeki migren alanında çalışanların bir bölümüne göre, migren atakları yumurtlama döneminde ortaya çıkıyor. Bir grup ise atakların adet dönemi boyunca devam ettiğini bildiriyor. Ayrıca adet döneminden bir ya da iki gün sonra olduğunu iddia edenler var. Hatta adet döneminden bir, iki hafta önce veya sonra migren ataklarıyla karşılaşıldığını söyleyenler de mevcut.

GERÇEKTEN MENSTRUAL MİGREN Mİ?

Bunca teori arasında migren'in adet dönemine özgü olduğu nasıl anlaşılacak? Eğer adet döneminde sadece bir, iki gün başınız ağrıyorsa, adet dönemi migren'iyle hiçbir ilginiz yok. Uluslararası Baş Ağrısı Birliği'nin bu konuda yaptığı tanımlama çok açık: ‘‘Aurasız baş ağrısı, özellikle adet dönemlerinde görülüyor ve her zaman menstrual migren olarak tanımlanamıyor. Atakların yüzde 90'ı adet kanamasından iki gün önce başlayabiliyor ve son güne kadar devam ediyor.’’

Doktor Anne MacGregor, Londra Migren Kliniği'ne başvuran kadınların üç ay boyunca takip edildikten sonra kararın verildiğini söylüyor. Migren Tedavisi programının ilk aşamasında, bu üç aylık dönem bulunuyor. Kadınlara doğum kontrol hapı kullanıp, kullanmadıkları ve hormon tedavisi görüp, görmedikleri soruluyor. Normal adet düzenini etkileyebilecek tüm bulgular ortaya döküldükten sonra migrenin nasıl tedavi edilebileceği belirleniyor. Kadınlarının incelenen üç aylık periyodlarında, aurasız (Aura, baş ağrısı başlamadan önce gözün önünde beliren ışık, çizgi) migrenin kanama başlamadan bir, iki gün önce veya kanamanın başladığı ilk iki gün içinde ortaya çıktığı saptanmış.

ÖSTROJEN ANİDEN DÜŞÜYOR

Migren ataklarının adet dönemlerinde ortaya çıkmasının sebebi araştırıldığında, Avustralyalı bir doktor, ani östrojen düşüşünü göstermiş. Diğer araştırmacılar ise ani östrojen eksilmesinin doğrudan etkili olmadığını fakat kan damarlarında hassasiyete sebebiyet verdiği düşünüyorlar. Böyle düşünülmesinin nedeni ise doğum kontrol hapının bırakıldığı veya hormon terapilerine ara verildiği dönemlerde saptanan farklılıklar. Buna bir diğer örnek de menopoz sonrasındaki kadınlar. Adetten sonra östrojen seviyesinde azalma olan kadınlar, hormon tedavisi görmeye başladıklarında yine migren ataklarıyla karşılaşıyorlar.

Aslında tüm bu çalışmaların sonucunda ortaya çıkan en önemli bulgu, kadınlarda migren ikiye ayrılıyor, menstrual olan ve olmayan migren! Ayrıca bazı araştırmalara göre, seks hormonları, migren'den tek başına sorumlu tutulmamalı. Östrojenin, beyindeki diğer kimyasallarla bağlantılı olarak migren ataklarına sebebiyet verdiği düşünülüyor. Ayrıca gerçek menstrual migren'in çok yaygın olmadığı da doktorlar tarafından hatırlatılanlar arasında. Adet döneminde ortaya çıkan migren atakları, bir kadının migren hikayesinin sadece en önemli bölümlerinden biri olarak görülüyor.

MUTLU AZINLIK YÜZDE İKİ

Baş ağrıları ile ilgili yapılan tüm çalışmalar gösteriyor ki, migren ilk sırada yer alıyor. Migren'i, gerginliğe bağlı baş ağrısı, Cluster tipi baş ağrısı ve çeşitli sebeplere bağlı baş ağrısı takip ediyor. Ayrıca kafa travmaları, damar hastalıkları, metabolik rahatsızlıklar gibi bir çok faktör baş ağrısına sebep oluyor. Doktor MacGregor, insanların yüzde ikisinin hayatı boyunca hiç baş ağrısı çekmediklerini söylüyor. Ve en yaygın baş ağrısı sebeplerinin de alkol ve grip olduğunu da ekliyor. Fakat bütünüyle düşünüldüğünde çok çeşitli baş ağrısı türü ve sebebi bulunuyor. Doktorlar en genel türleri ve sebeplerini anlatıyorlar. Baş ağrısı, hem erkeklerde hem de kadınlarda orta yaşla birlikte azalmaya başlıyor.

24-27 Mayıs tarihleri arasında Yunanistan'ın Kos Adası'nda, dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen sağlık muhabirlerine yönelik Asetilsalisilik asitin 100. yaşgünü münasebetiyle çok zengin araştırmalarla hazırlanan bir seminer düzenlendi. Konular arasında baş ağrısı ve migren'in, nedenleri, yaygınlığı, tedavisi, kadın hormonlarıyla ilişkisi, Aspirin'in yararları gibi başlıklar vardı. İngiltere'den gelen, St. Bartholomew Hastanesi ve Londra Migren Kliniği'nde görevli Dr. Elizabeth Anne MacGregor'un kadın ve migren üzerine yaptığı iki uzun konuşma, seminerin en ilgi çeken bölümlerindendi. Östrojenle, kadında migren atakları arasında kesin bir ilişki bulunduğu fakat adet döneminde ortaya çıkan her migren'in menstrual migren olmadığı, migren'i olan kadınlarda bu dönemde daha fazla atakla karşılaşıldığı Dr. MacGregor tarafından anlatıldı.

ÇOK SEYAHAT ETMEYİN

Doktor Anne MacGregor migren'le ilgili bilgi verirken, baş ağrısına neden olan faktörlerden de bahsetti. Bu çalışma, 327 tıp ve diş hekimliği fakültelerinde okuyan öğrencilerle yürütülmüş. Ortaya çıkan sonuçlar sırasıyla şöyle:

Uyumayla ilgili sorunlar:

Gerginlik

Alkol

Aşırı sıcak

Okumak

Aşırı gürültü

Aşırı ışık

Fazla uyku

Seyahat

Açlık

Alışveriş yapmak

Dondurma

Egzersiz

Sinema

Aşırı soğuk

Migrene savaş

Şiddetli baş ağrısı olan migren'in şimdiye kadar bir kadın hastalığı olduğu sanılıyordu. Ama, migrenin sebepleri artık sır değil. Genişleyen kan damarlarının beyni çevreleyen sinirlere baskı yapması şiddetli ağrıya sebep oluyor. Bu genişlemeye de nöropepdit adlı protein yol açıyor

Kadınların yüzde 18’inin, erkeklerin de yüzde altısının çektiği ve milyonlarca insana hayatı zehir eden şiddetli baş ağrısı migren'e karşı yeni savaş başlıyor. Genişleyen kan damarlarının beyni çevreleyen sinirlere baskı yapması sonucu ortaya çıktığı belirlenen migren'e karşı yeni ilaçlar üretiliyor.
Migren ağrısı çekenler arasında iki yaşında çocuklar bile bulunuyor. En çok 20 ila 50 yaş arasında görülen hastalık, 30-40 yaş grubunda en şiddetli biçimde seyrediyor. Doktorlar hâlâ migren hakkında nasıl başladığı ve dayanılmaz ağrıların oluşması dışında bilgiye sahip değiller.
Ağrı başlamadan önce bazı hastalar, gözlerinin önünde şimşek çakmasına benzer ışıklar ve siyah noktacıkların uçuşması şeklinde ortaya çıkan görme bozukluğu çekiyor. Mide bulantısı gibi de ortaya çıkan belirtilerin geçmesiyle şidetli baş ağrısı başlıyor. Dayanılmaz ağrı, başın bir yanında hissediliyor. Ağrı, bir gözün çevresine, başın bir yanında veya arkasında zonklama şeklinde ortaya çıkıyor. Başın ani hareketi, adeta çekiçle vurulmuşcasına acıyı artırıyor. Işığa ve sese karşı da hassaslaştığı için karanlık bir odada kıpırdamadan yatmak, hastayı az da olsa rahatlatıyor. Tabii, bu arada ağrı kesici ilaç almak da kaçınılmaz oluyor. Her hafta veya ayda birkaç kez tekralayabilen ağrı, birkaç saat ya da üç-dört gün sürebiliyor. Kriz, her zaman ve her yerde tekrarlayabiliyor.
Migren hastaları ağrıya neyin sebep olduğuyla ilgili teoriler üretmeye yatkın oluyorlar. Kimi çikolata, peynir ve kuru yemiş yedikleri için ağrı çektiğine inanıyor. Kimi ise az uyuduğu, çok uyuduğu, ya da aç kaldığı için başının ağrıdığına inanıyor. Ancak, araştırmacılar bunun bilimsel olmadığını düşünüyor. Hollanda’daki Leiden Üniversitesi nörologlarından Michel Ferrari, “Hastaların migren'e bazı maddelerin sebep olduğu şeklindeki kanaatleri gerçeği yansıtmıyor. Hasta, bu maddelerden vazgeçse bile ağrı tekrarlanıyor” diyor. Doktorların önündeki en büyük engellerden biri ise, kan testi olmayan migren'in tahlillerle belirlenmesi.
Şimdiye kadar migren'in bir kadın hastalığı olduğu sanılıyordu. Ama migrenin sebepleri artık sır değil. Genişleyen kan damarlarının beyni çevreleyen sinirlere baskı yapması şiddetli ağrıya sebep oluyor. Nörolog Mihael Curter’in araştırmasına göre, bu genişlemeye nöropepdit adlı protein yol açıyor. Uzmanlar, “Öyleyse, migren tedavisi genişleyen kan damarlarının eski haline dönmesine yardımcı olmaktan geçiyor” diye konuşuyor.

Kraliçe de mustarip
Dünyada sayısız insanın korkulu rüyası olan bu hastalıktan yalnız Almanya’da günde 900 bin kadın, genç yaşlı ve çocuk adeta işkence görüyor. Migren hastalığı birçok ünlü isme de dünyayı dar ediyor. Bu kişilerden biri de İngiliz Kraliçesi 73 yaşındaki II. Elizabeth. Uzmanlar, bu tür migren'li insanların mümkünse sakin ve heyecandan uzak bir hayatı seçmelerini tavsiye ediyor. Bu konuda rahatlatıcı olarak, yeşil nane başta olmak üzere, salatalık vs. çiğ patatesin başa sarılmasının da fayda vereceği tavsiye ediliyor.

Migranal
Son yıllarda migren'le mücadele edebilmek için yeni ilaçlar piyasaya sürüldü. Yan etkileri sebebiyle herkes tarafından kullanılmasa bile, 1997’de çavdar küfünden elde edilen “Migranal”, en çabuk tesir eden migren ilacı olarak ün yaptı.

Başınızı önemseyin

Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nde Sürekli Tıp Eğitimleri çerçevesinde yapılan toplantıda, her 100 kişiden 16'sının migren ağrısı çektiği açıklandı. 11 üniversitenin, 18 ilde yürüttüğü, kent ve kırsal kesimde yaşayan, 15-55 yaşlarındaki 2007 kişi üzerinde yapılan araştırmaya göre, şikayeti bulunanların sadece yüzde 16.3 birinci basamak sağlık kuruluşlarına, diğerleriyse nörolog, dahiliye, kulak burun boğaz, göz hastalıkları uzmanlarına başvurmayı tercih ediyor. Prof. Dr. Baki Göksan, bağşağrılarının yüzde 90'ının gerilim veya migren ağrıları, yüzde 10'unun ise organik kökenli olduğunu bildirdi. Organik kökenli ağrıların ciddiye alınması gerektiğini belirten Prof. Dr. Göksan, ‘‘Organik kökenliler, beyin tümörü, beyin kanaması, menenjitler, sinir sistemi iltihapları, beyin damarlarındaki sorunu atlamamak için araştırılmalı. Çocuklukta veya 50'sinden sonra başlayan ağrılar dikkate alınmalı’’ dedi.

Doktorlar migren için özür diledi

ABD'nin başkenti Washington'da migren hastalığını tartışmak üzere biraraya gelen uzmanlar, hem hastaların hem de doktorların hataları nedeniyle hastalığın kökeninin iyi bilinmediğini ve tedavinin de iyi yapılmadığını kabul ederek, migren hastalarından özür dilediler.

Washington'da düzenlenen sempozyuma başkanlık eden Doktor Keith Campbell, ‘Hastalığın nedenini hala bilmiyoruz’ dedi. Fransız ve Hollandalı ekiplerin migren'in çok az rastlanan bir türünün genetik kökenini keşfettiklerini hatırlatan Campbell, vakaların çoğunda bir aile geçmişinden söz edilebileceğini, ancak hastalığın nasıl başladığını bilmediklerini kaydetti. Fransız Doktor Helene Massiou ise, genetik bir etken olduğunu düşündüren birçok delil bulunduğunu, ancak çevrenin etkisini de dikkate almak gerektiğini söyledi.

ÖSTROJEN ETKİSİ

Başka etkenlerden de söz eden uzmanlar, örneğin kadınların erkeklerden daha çok migren'e yakalandıklarını dikkate alarak, östrojenlerin rolüne dikkat çektiler. Östrojen kaynaklı ilaç alanlar dışında, kadınların menapozdan sonra migren krizlerinde azalma görülüyor. Hormon kökenli hapların da hastalık riskini çoğalttığı belirtildi.

Campbell, stres, bazı yemekler, şarap, kızartma, uykusuzluk ya da fazla ışık gibi dış unsurların etkisiyle krizler görülmeden önce, migren'in belirsiz olduğunu kaydetti. Campbell, ABD'de 18 milyon kadın ile 5-6 milyon erkeğin migren'den çektiklerini, Danimarkalı Doktor Birthe Rasmussen ise, Avrupa'da yetişkinlerin yüzde 10-12'sinin migren'li olduğunu, bunların yüzde 15-18'ini kadınların, yüzde 6'sını ise erkeklerin oluşturduğunu bildirdi. Uzmanlar, migren'i önlemeye ve migren krizini atlatmaya yönelik ilaçlar bulunduğuna dikkat çekerek, son zamanlarda piyasaya sürülen ‘‘Triptan’’ sınıfından Sumatriptan ya da Noratriptan adlı ilaçların umut verdiklerini belirttiler. Bu ilaçlardan başka, fiziksel tedavi, akupunktur, bitkilerle tedavi ve psikolojik yardımlarla diğer tedavi yöntemlerine de dikkat çekildi.

Migren'in sırrı çözüldü

Doktorlar tarafından yapılan bir araştırma, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki Migren hastalarının yarısının, hastalığı tedavi edecek ilaç bulunduğundan habersiz olduğunu ortaya koydu. Ulusal Sağlık Kuruluşu’nun Nörolojik Hastalıklar ve Felç Enstitüsü tarafından yapılan açıklamada, piyasadaki migren ilaçlarından bazılarının Ergotamine, Triptans, Zolmitriptan, Barbiturates olduğu bildirildi. Orta şiddette migren ağrısı olanların ise, Acetaminophen kullanabilecekleri belirtiliyor.Migren'in beynin elektriksel hastalığı olduğu, epilepsi ve bipolar hastalığıyla ilgisi olan bazı benzer nedenlerden kaynaklandığı kaydediliyor. Migren ile ilgili olarak tedavi ve ilaç bilgisi almak isteyenler, Amerikan Nöroloji Akademisi web sitesine başvurabilir. Sitenin adresi şöyle: http:www.aan.com

Migrene karşı sürpriz deva

Kalp ve damar hastalıklarının önlenmesinde yaygın olarak kullanılan Lisinopril adlı ilacın, migren ağrılarını önlediği belirlendi. 19-59 yaş arası migren ağrısı çeken bir grup hasta üzerinde Lisinopril ilacını deneyen araştırmacılar, bu ilacı kullananlarda migren ağrılarının placebo kullanan hastalara göre azaldığını belirledi.
Lisinopril'in denendiği bazı hastalarda, 12 hafta süren tedavi sonunda ağrının olduğu gün ve saatler azaldı, ağrının şiddeti yavaşladı. Konuyla ilgili araştırma sonuçları, British Midcal Journal adlı tıp araştırmaları dergisinde yayımlandı.

Menstrüel migren (Âdete bağlı migren)

Migren gelişme çağında cinsiyet ayırımı yapmamasına rağmen yetişkin kadınlarda erkeklere oranla daha sık görülür. Menopozla birlikte bu oran azalır. Fakat yine de kadın baskınlığı devam eder. Kadınlar erkeklere göre daha sık ve şiddetli baş ağrısından yakınmaktadır. Bu cinsiyet farkı kadın cinsiyet hormonlarındaki aylık değişikliklere bağlı olabilir.
Klinik araştırmalar migren baş ağrılarının âdetten önceki (premenstrüel) dönemde daha sık ve daha şiddetli olduğunu göstermektedir. Menstrüel dönem migren ağrıları diğer migren baş ağrılarının cevap verdiği tedavilere direnç gösterebilir, uzayabilir ve çok daha şiddetli olabilir. Migren baş ağrılarına menstrüel migren diyebilmek için atakların % 90’ının adetten önceki 2 gün ile adetin son günü arasında olması gerekir. En yüksek ağrı piki adetin 1. ve 2. gününde olur. Menstrüel migren'i olan hanımların gebeliğin ilk altı ayında da migren atakları olabilir. Adet süresince oluşan birtakım hormon değişimleri migren'e neden olabilmektedir. Hanımların magnezyum düzeylerinin düşük olduğu da belirlenmiştir. Bu dönemler magnezyum takviyesi işe yaramaktadır. Tedavisinde migren'e özel ilaç tedavileri uygulanır. Şayet inatçı bir ağrı ise bazı hormon tedavileri de uygulanabilir. Sonuç olarak adetle ilişkili baş ağrıları çoğunlukla hormonlara duyarlıdır. Kadının hayatını engelleyici ve tedaviye dirençli olabilirler. Ancak tedavi edilebilirler.

Dil altında eritilen naneli migren hapı

Migren ağrısı çekenler için önemli bir buluş kabul edilen naneli ilaç, ABD'nin gıda ve ilaç dairesi FDA'den onay aldı. Bir kaç hafta içinde piyasaya sürüleceği belirtilen ilaç, dil altında eritilerek kullanılacak.

Kimyasal adı rizatriptan olan ve Maxalt-MLT adıyla piyasaya sürüleceği açıklanan ilacın, reçeteyle satılacağı, yetişkinler için hazırlandığı, migreni olanların % 66'sında ağrıları iki saat kestiği belirtildi.

Probiyotik Bakteri ile Migren Tedavisi
Mailand Üniversitesi’nde yapılan araştırmalar, migren'in probiyotik bakterilerle önlenebileceğini göstermiş.

Bilim adamları kronik baş ağrılarından yakınan hastaların beşte birinde Helicobacter pylori mide bakterisi saptamışlar ve bu bakteriyle mücadele sırasında migren ağrıları da yok olmuş. Helicobacter pylori bakterisi taşıyan 130 hastadan bazıları üç hafta süreyle antibiyotikle, diğer grup ise antibiyotikle birlikte yoğurtta da bulunan ‘lactobacillus’ bakterisiyle tedavi edilmiş. Maria Gismondo, bir ay sonra iki grupta da benzer sonuçlar aldıklarını ancak bir yıl sonra önemli farklılıkların ortaya çıktığını görmüş. Sadece antibiyotikle tedavi edilenlerin %50’si hala migren ağrıları çekerken, ilave olarak probiyotik bakterilerle tedavi edilenlerde ağrı çekenlerin oranı %20’ye düşmüş, yani lactobacillus tedavisi Helicobacter pylori enfeksiyonunda daha etkili olmuş.

Migrene uyku tedavisi
Ülkemizde her bin kişiden 10'unda yarım baş ağrısı olarak nitelendirilen migren görüldüğü bildirildi.
 

Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Orhan Demir, yaptığı açıklamada, üzerinde en fazla araştırma yapılan migrene bağlı baş ağrıları'na, entel ve sosyal faaliyetleri yoğun olan kişilerde daha sık rastlandığını, yüzde 60 oranında da kalıtsal bir eğilim gösterdiğini belirtti.

Dr. Demir, şunları söyledi:

"Hastanın, hekim ve migren'i ile barışık olması yüzde 50 oranında ilaçsız tedavi sağlamaktadır. Bunun yanında migren hastaları aç kalmamalı, parlak ışık ve güneşte fazla durmamalı, kendilerini sigara ve alkolden uzak tutmaya itina göstermelidir.''

Migren'in klasik ve adi olmak üzre iki yaygın türü bulunduğunu, erkeklere oranla kadınlarda 2-3 kat fazla görüldüğünü vurgulayan Demir, şu bilgileri verdi:

"Adi migren, klasik migrene göre daha yaygındır. Klasik migren'in göz önünde sinek uçuşmaları, kızarıklık ve yaşarma gibi öncü belirtileri olmasına karşın, adi migren şiddetli, zonklayıcı yarım ağrı şeklindedir. Daha çok enseden başlamaktadır. Migren'in başlangıcında beyin damarlarında önce daralma, ağrının şiddetlenmesi ile de hem beyin içi, hem beyin dışı damarlarda genişleme meydana gelmektedir. Beyin damar çeperinde oluşan steril iltihaplanma, nabzın her atışında ağrıyı daha da şiddetlendirmektedir. Genellikle 45 dakika süren ağrı esnasında hastada baş dönmesi, mide bulantısı ve kusma görülmektedir. Migren ağrısı başladığında, hasta sessiz ve loş ışıkta uyumaya çalışmalıdır.''

DÜZENLİ UYKU ŞART

Migren hastalarının düzenli uyku uyumaları, şarap, beyaz peynir, portakal, balık gibi besinlerden uzak durmaları veya kısıtlı almaları gerektiğine dikkati çeken Yrd. Doç. Dr. Demir, oksijen oranı az, karbondioksit oranı yüksek yerlerin, (dağ gibi) ayak üstü atıştırmaların, kadınlarda adet öncesi dönemlerin migren ağrısının şiddetini artırdığını ve uzamasına yol açtığını kaydetti.

Demir, migren hastalığının genellikle sıkıntıyla başladığını, tedavisinin söz konusu olmadığını, ancak kadınlarda hamilelik döneminde ve sonrasında tamamen ortadan kalktığını sözlerine ekledi.

Migren ağrısı çeken hastalara yeni umut
Çağımızın en yaygın hastalıklarının başında migren geliyor. Kadınların yüzde 18'i, erkeklerin ise yüzde 6'sı migren ağrısı çekiyor.

 

 İnsanların günlük aktivitelerini olumsuz etkileyen hastalık için Ankara Özel Lokman Hekim Hastanesi 'sferopalatum blokaj' yöntemi uyguluyor. Burundan ilaç verilmesiyle uygulanan bu tedavi hastalara birçok avantaj sağlıyor. Özel Lokman Hekim Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Ali Yakut, migren'in öyküsüne göre tanısı koyulabilen bir hastalık olduğunu belirtti. Yakut, hastalığa tanı koymakta en önemli kriterlerin ise ağrının periyodik aralıklarla tekrarlaması, zonklayıcı karakterde olması ve kişiyi günlük aktivitelerden alıkoyması olduğunu söyledi. Yakut, migren tedavisi'nin kişinin beklentilerine ve ortalama ağrı sıklığına göre düzenlendiğini kaydederek, "Migren kişilerin yaşam kalitesini olumsuz olarak etkilemesinin yanında, işgücü verimliliğini de azaltıyor." dedi.

Migren

H. A. Ravza'dan yazan okurumuz, mektubunuzda annenizle ilgili anlattığınız şikayetler migren hastalığı ile uyumludur. Migren genel anlamı ile yarım baş ağrısıdır. Hastalığın bugüne kadarki seyrinde başlıca damarsal, sinirsel ve stres faktörleri ana sebepleri oluşturmuştu. Bugün için hastalığın tedavisinde kullandığımız migren-önleyici ilaç tedavisi sizde de olduğu gibi bazı yan etkiler nedeniyle hasta ile hekim arasında problem oluşturmaktadır. Bu tedaviye direnen veya yan etkileri sebebiyle ilaç kullanımında problem olan durumlarda alternatif tedaviler her geçen gün kullanıma girmektedir. Özellikle akupunktur, laser akupunktur gibi tedavi yöntemleri başağrılı hastalara sunulabilmektedir. Geçmiş olsun...

MİGREN: Migren ağrılarına karşı en iyi ilâcın çalışmak olduğunu söyleyen İngiliz nörolog, Dr. Joseph Blau, Lancet tıp dergisinde yayınlanan yazısında aspirinin de migren'e iyi geldiğini belirtti. İngiltere'de çalışanların yılda en az on gün daha fazla izin alıp eve gitmesine sebep olan migren hastalığına karşı doktorlar, "Eve gitmeyin, oturup çalışmaya devam edin" tavsiyesinde bulundular.

 

 “F. Hanım” rumuzlu okuyucu mektubunda özetle diyor ki:
“Ben 40 yaşında hayata küsmüş bir bayanım. Bundan bir sene önce baş ağrısı, ayaklarda üşüme, çarpıntı şikayeti ile doktora gittim. Yapılan muayene ve tetkikler sonucunda bir şeyin yok dediler. Yapılan tedavilerin hiç faydası olmadı, şikayetlerim değişmedi. Bunun üzerine şikayetlerimin psikolojik olduğunu söyleyip psikiyatri bölümüne gönderdiler. Psikiyatri doktoru depresyon dedi ve ilaçlar başladı... Önceleri faydası oldu. Sonra şikayetlerim tekrar başladı. Şiddetli baş ağrısı, çarpıntı, tansiyonda düşme, çıkma, başta karıncalanma, damarlarda sertleşme, yüzde kızarıklık, kulaklarda çınlama, ellerde yanma olunca dayanamayıp nöroloji uzmanına gittim. O da migren teşhisi koyup bazı ilaçlar verdi. Ancak şikayetlerimde azalma olmadı, ne yapmalıyım?”
Baş ağrısı yapan sebebler çoktur. Tansiyon yükselmesi, sinüzit, migren, kafa içinde yer işgal eden kitleler, boğaz enfeksiyonları, stres, psikolojik rahatsızlıklar gibi. Çarpıntı ise genellikle aşırı heyecanlanma, troidhormononun fazla salgılanması, anksiete gibi ruhsal hastalıklar ve bazı kalp hastalıkları yapabilir. Ayakta üşüme kansızlıktan, damar hastalıklarından, şeker hastalığından ileri gelebilir. Bu belirtileri yapabilecek hastalıkların sayısı oldukça fazla. Dahiliye bölümünde muayene olup detaylı olarak araştırılması, çeşitli tahliller yapılması gerekmektedir.
Daha önce muayene olup yapılan tahlillerden birşey çıkmaması şikayetlerinizin psikolojik olma ihtimalini kuvvetlendirmektedir. Psikolojik rahatsızlıklar aynen bedensel hastalıklar gibi belirtiler verebilir. Bu hastalıklara psikosomatik hastalıklar denir. Sizin psikiyatri uzmanınca yapılan muayenede depresyonda olduğunuz tesbit edilmiş. Verilen ilaçların faydasını görmeniz, şikayetlerinizin azalması da teşhisi doğrulamaktadır. Depresyon uzun süre tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır. Devamlı ilaç almak faydalıdır. Ayrıca sizi depresyona sokan olaylardan, kişilerden ve ortamlardan uzak durmanız gerekmektedir. Migren de psikosomatik bir hastalıktır. Tam veya yarım şiddetli baş ağrısı ile seyreder. Bulantı, kusma, göz ağrısı yapabilir. Ağrılar birkaç gün devam edebilir. Sizin şikayetlerinizden sadece baş ağrısı migren'i desteklemekte, diğerleri uymamaktadır. Nöroloji bölümündeki tedavinizden sonra da şikayetlerinizin tam geçmeyişi de migrenden uzaklaştırmaktadır. Bütün bu bilgilerin ışığı altında sizin tekrar bir psikiyatri uzmanına gitmeniz iyi olacaktır.

Mutsuz Çocuklar Migrene Yakalanıyor
Finlandiyalı araştırmacılara göre, çocuklarda görülen migren'in sıklığında hem genetik hem de çevresel faktörlerin rolü olabilir.

Dr. Pirjo Anttila ve arkadaşları (Turku Üniversitesi) 8 - 9 yaşlarındaki 1290 okul çocuğuna ait verileri toplamış. Buna göre 725 çocuk baş ağrısının, çalışmadan önceki 6 ay boyunca sürdüğünü belirtmiş. Baş ağrısına katkıda bulunabilecek olası faktörleri içeren ayrıntılı bir ankete cevap veren 622 çocuktan 109’unda organik bir neden saptanmış ve bu çocuklar çalışmadan çıkarılmış. Çalışmada kalan topluluk, 10 yaşındaki 513 çocuktan oluşuyormuş.

Çalışmacılar, bu çocuklardan yüzde 10’unda migren olduğunu ve erkekle kızlar arasında anlamlı bir farkın olmadığını bulmuşlar. Araştırmacılara göre, 10 yaşındaki bir çocukta görülen migren için en önemli açıklama, ailede paroksismal baş ağrısı öyküsünün olması. Aynı zamanda, migren'li çocukların ailelerinde sorunlar ve mutsuzlukların da daha sık yaşandığı saptanmış.

Dr. Anttila ve arkadaşları, ailede paroksismal baş ağrısı öyküsü olmasının çocukta migren riskini artırdığı ve ailesel yaşam koşullarının olumsuz olmasının bu riski daha da çoğalttığı sonucuna varmışlar.

Migren Kalıtımsal!...
Bursa'da Büyükşehir Belediyesi Yerel Gündem 21 ile Bayer İlaç Firması tarafından düzenlenen konferansta, migren'in kalıtımsal bir rahatsızlık olduğu açıklandı. Uzmanlar, migrende daha çok kalıtımın rolü bulunduğunu ifade ederek, gerilim tipi baş ağrılarını, iklim koşulları, çevredeki gürültü, kişilik yapısı, ekonomik şartların tetiklediğini söyledi.  Her çeşit ağrıya karşın vücudumuzun alarm uyarısı yaptığı belirtilen konferansta, gerilim tipi başağrısının genellikle Akdeniz Bölgesi insanında daha sık görüldüğü kaydedildi.

Hava Değişiklikleri Başağrısına Neden Oluyor
Doktorlar hava değişikliğinin başağrısına neden olabileceğini bir türlü kabul etmek istemiyorlarsa  eğer bu yüzden başınız ağrıyorsa yalnız değilsiniz.

Yapılan yeni bir araştırma, çeşitli hava durumlarının migren ağrılarınızın başlamasına neden olabildiğini ortaya koydu. Alan Rapoport, MD  yapılan çalışmada havanın birçok kişi üzerinde migreni tetiklediğini söyledi. Hatta migren hastalarının yarısına yakınının hava yüzünden bu başağrılarından yakındığına dikkat çekti.

Bu çalışmada 77 migren hastası 2 yıl boyunca başağrılarını kaydettiler. Daha sonra Ulusal Hava istasyonundan o hastanın olduğu şehirle ilgili hava raporları istendi. Buna göre hastaların %51’inin bazı hava durumlarına karşı çok hassas oldukları gözlendi. Düşük ısılar, düşük nem oranı, serin ve kuru hava hastaların %22’sini etkilerken sıcak ve nemli günlerde sadec hastaların %12’si etkilenmiş. Bu alınan sonuçlar uzmanları da bir hayli şaşırtmış çünkü hastalar genel de tam tersini söylüyorlarmış.

Doktorlar, migren hastalarının kendilerini çok iyi tanımaları gerektiğini belirtiyorlar. Eğer hastalar neyin başağrısı getirebileceğini biliyorlarsa önceden önlem alarak bu durumu önleyebilirler. Mesela hava değişiklikleri başağrısı nedeninin büyük bir bölümünü oluşturuyorsa, bir gün önce hava durumu dinlenip ilacı başağrısı başlamadan almak migren'in şiddetlenerek katlanılmaz bir hal almasını engelleyebiliyor.

Migren için Yeni Bir İlaç
GlaxoSmithKline Türkiye’de her yedi kişiden birinin hastalığı olan migren için yeni bir ilaç geliştirdi.  İlaç ağrı başladığı sırada alınıyor, ve sadece günde bir doz kullanılıyor. Uzmanlar, ilacın yan etkisinin oldukça az olduğunu bildirirken, günde bir doz alınmasına karşın yinede etkisinin kuvvetli olduğunu açıkladılar. Yeni geliştirilen ilacı kullanması sakıncalı olan kişiler ise şu şekilde sıralanıyor; şiddetli böbrek ve karaciğer yetmezliği yaşayanlar, miyokard enfarktüsü geçiren hastalar, kontrol altına alınmamış hipertansiyon ve kalp hastalığı olanlar.

Araştırmalar migren hastalığının en çok 25 ve 45 yaşları arasında gözlendiğini ortaya koyuyor. Tek bazen de çift taraflı baş ağrısı ile ortaya çıkan migren ağrıları, 4 ile 72 saat arasında devam edebiliyor. Migren hastalarının daha çok kadınlardan oluşması ise dikkat çeken noktalardan biri. GlaxoSmithKline uzmanları tarafından geliştirilen ilaç bulantı, kusma, ses ve ışığa hassasiyet gibi belirtileri de ortadan kaldırabiliyor.

• Ağrının olduğu tarafa soğuk kompres yapın (genişlemiş damarları daraltır).
• Duş alın. Birkaç dakika sıcak, sonra soğuk, sonra tekrar sıcak duş.
• Baş masajı yapın. (Önce şakaklara, sonra da gözlerin dışa bakan tarafına hafif hafif bastırarak).
• El ve ayaklarınızı sıcak suya sokun.

Migren Atağı

Soru: merhaba
28 yaşındayım ve ailemin her üyesiyle migren'e bağımlı yaşıyoruz. 6 ay öncesine kadar ayda bir kez veya 2 ayda bir kez gibi geçirdiğim ataklar son 6 ay içerisinde kabusum haline gelmeye başladı.haftada bir kez yada 10 gün arayla atak geçiriyorum ama nerdeyse 3 gün sürüyor bu, bir ay boyunca atakla yaşamak zorunda kalıyorum.bunun dışında atağı hissettiğim anda ilaç alıyorum zaten ışıklı ortamda bulunmam benim için ölüm hali.atak sırasında sese tahammül edemiyorum, sağ gözümde görme sorunu yaşıyorum ve bunlarla birlikte konuşma zorluğu çekiyorum. elimden geldiğince atağı tetikleyici etkenlerden uzak durmaya çalışıyorum ama bunu tamamen başarmak imkansız. sigara ve d.kontrol hapı kullanıyorum. ataklar içinse doktorun tavsiyesi üzerine triptilin ve sibelium adlı ilaçları bir süre kullandım akşamları yatarken alıyordum çünki gün içinde uyuşma, dikkat dağılımı başlamıştı. fazla uyku yapıp gün içerisindeki aktivitemi tamamen düşürdüğü için bu ilaçları bıraktım. benim sorunum; bir ilacı uzun bir süre kullanamıyorum çünki bir süre sonra etkisini tamamen yitiriyor. bir dönem avmigran ve dolviranı birlikte kullandım.sonra dolviranı tek başına şimdi ise 500 mg apranax kullanıyorum ve ataklarım yoğun olduğu için fazla ilaç almak zorunda kalıyorum bu günlerde apranaxta etkisini yitirmeye başladı. bana önerebileceğiniz bir ilaç varsa yada görüşleriniz nelerdir yardımcı olursanız sevinirim. bir dönem bu yüzden psikologlarada gittim çünki yaşamımı korkunç diyebileceğim şekilde etkiliyor onunla yaşamaya sanırım alışamadım. sevgilerimle

Cevap:

Şikayetiniz "migren" tanısı aldığına göre bu sorununuzla ilgili tedavi önerilerini Nöroloji bölümüne sormanız uygun olacaktır.

 

Migren hastasıyım

Soru: Merhaba,ben 17 yaşındayım.ve bir migren hastasıyım.doktorum sandomıgran adında bir ilaç verdi .2 ay daha sandomıgran ı kullanacağım daha sonra bırakacağım.peki bıraktıktan sonra başım yine şiddetli biçimde ağrıyacak mı;yoksa artık düzelecek mi?ilaca bağımlı mı kalacağım?teşekkürler,iyi çalışmalar

Cevap:

Geçmiş olsun.Migren hastalığı multifaktöriyel yani birçok faktörün rol aldığı bir hastalıktır.Özellikle bazı yiyecek ve içecekler (çikolata, kafeinli içecekler) migren oluşumunda rol oynarlar.Dolayısı ile tedavisinde genellikle ilaç tedavisinin yanı sıra diyet de çok önemlidir.Hastalarda genellikle tedavideki ilaç kullanımı uzun sürelidir.Bununla yaşamaya alışmalısınız, tıpki bir tansiyon hastası gibi.

 

Migren İçin Öneriniz?

Soru: slm ben 34 yaşındayım 4 senedir bendeki baş agrıları doktorlar migren oldugunu söylediler ilaçlar belli bir süreden sonra fayda etmiyor başım agrımaya başlayınca ses ve ışık beni aşırı derecede rahatsız ediyor ben ömür boyu agrı kesicilerlemi yaşıyacam tşk

Cevap:

Merhaba
Migren için uygulanan tedavilerin sayısı hızla artmaktadır. "Kesin tedavi" migren hastalığında söz konusu değildir. Hastanın kendisine ve yaşam tarzına uygun tedavi seçenekleri kullanılarak, yaşam kalitesi yükseltilmeye çalışılır.Ancak ilk olarak yapılması gereken, hastanın gerçekten migren hastası olup olmadığının araştırılmasıdır. Her başı ağrıyan kişiye, ülkemizde migren tanısı konması, beraberinde birçok gereksiz tedaviyi ve ilaç kullanımlarını getirmektedir. bu nedenle ilk olarak başağrısının ne tür bir başağrısı olduğu anlaşılmalı ve ardından doğru teşhise göre tedavisi başlanmalıdır.

Migren Krizlerine Girmemesi veya Bu Krizin Oluşmaması İçin Neler Yapabiliriz?

Soru: Eşimde migren rahatsızlığı var. Migren krizlerine girmemesi veya bu krizin oluşmaması için neler yapabiliriz? Yeni tedavi yöntemleri veya ilaçlar geliştirildi mi?Geliştirildiyse tavsiye edebileceğiniz ilaçlar var mı? Sorumu yanıtlarsanız çok memnun olacağım.Teşekkür ederim.

Cevap:

Migren ağrısının tipine göre krizin oluşacağının hissedilmesi üzerine eşinizin kullanabileceği ilaçlar vardır. Ağrının gelmesine neden olan belirli uygulamalar varsa, eşinizin bunları tanımlaması ardından onlardan kaçınabilir. Eşinize uygun tedavi seçeneğinin belirlenmesi amacı ile hekiminize danışınız.

 

Migrende Akapuntur Tedavisi Ne Kadar Etkilidir?

Soru: 24 yaşındayım. Bayanım. Migren hastasıyım. Migren de Akapuntur Tedavisi ne kadar etkilidir?

Cevap:

Sayın Hasta,
Migren tamamen ortadan kaldırabildiğimiz bir ağrı türü değil. Migren ağrısını dizginleyebilir, sayı ve sıklığını azaltabiliriz. Bunun için çeşitli tedavi yöntemleri var. Ağrınızın gerçekten migren olup olmadığından emin olmak ve gerekli tedaviyi görmek için bir Nörolog'a başvurmanızı öneririm.

 

Migren Tedavisi İçin Öneriniz?

Soru: MİGREN TEDAVİSİ
ÖNCELİKLE MERHABA
BEN KENDİMDEN DEĞİL FAKAT EŞİMİN BİR PROBLEMİNİ YAZACAĞIM VE YARDIMLARINIZ İÇİN ŞİMDİDEN TEŞEKKÜR EDERİM.
BENİM EŞİMDE MİĞREN VAR,VE ZAMAN ZAMAN ÇOK AŞIRI BAŞ AĞRISI ÇEKİYOR.MİĞRENİN KESİN BİR TEDAVİSİ VAR MI.?BUNUN İÇİN BİZE ÖNEREBİLECEĞİZ NELERDİR.KESİN BİR TEDAVİSİ VARSA ÖNERECEĞİNİZ UZMANLAR VARMI.?
EĞER BU KONUDA BANA GENİŞ BİLGİ VEREBİLİRSENİZ GERÇEKTEN BİZİ RAHATLATMIŞ OLACAKSINIZ.?SİZDEN GELECEK CEVABI DÖRT GÖZLE BEKLEMEKTEYİZ.
TEKRAR TEKRAR TEŞEKKÜR EDERİZ.

Cevap:

Merhaba
Migren için uygulanan tedavilerin sayısı hızla artmaktadır. "Kesin tedavi" migren hastalığında söz konusu değildir. Hastanın kendisine ve yaşam tarzına uygun tedavi seçenekleri kullanılarak, yaşam kalitesi yükseltilmeye çalışılır.
Ancak ilk olarak yapılması gereken, hastanın gerçekten migren hastası olup olmadığının araştırılmasıdır. Her başı ağrıyan kişiye, ülkemizde migren tanısı konması, beraberinde birçok gereksiz tedaviyi ve ilaç kullanımlarını getirmektedir. bu nedenle ilk olarak baş ağrısının ne tür bir baş ağrısı olduğu anlaşılmalı ve ardından doğru teşhise göre tedavisi başlanmalıdır.
Geçmiş olsun dileklerimle.

Migren Olabilir Mi?

Soru: merhaba

Ben 29 yaşında bekar bir bayanım.
Şunu yeni tanı konmuş migren rahatsızlığım var.

Bu bir kaç haftadır aşırı terleme oluyor. Terleme genelde başımın sağ tarafında siler silmez bir kaç dakika içersin de sanki yine sular dökülüyor.
hiçbir iş yada hareket yapmadığım halde oturduğum yerde terliyorum. bunun bir sebebi var mıdır yoksa sadece sıcaklardan mıdır.
iyi çalışmalar...

Cevap:

Merhaba,

Migren öncesindeki belirtiler bazen kulak çınlamaları, gözde noktalar, parlak ışık görme veya sizdeki gibi daha az görülen belirtiler olabilir. Yani tek taraflı terleme, tek taraflı göz bulguları gibi migren atağının habercisi olabilir. Ek soru ve önerilerinizi bekler, geçmiş olsun dileklerimi sunarım.

 

Migren Tedavisi

Soru: Merhaba. Sekiz seneden beri migren hastalıgı var.Hemen hemen tüm hastanelere gittim.Psikiyatride yattım.Ama bir türlü hastalığıma herhangi bir teşhis konmadı sadece "migren?" dendi.Bir sürü ilaç kullandım.
En son bir Devlet Hastanesine gittim.Migren tanısı
koydu ama bu rapor niteliği taşımıyor.Ve tedavi için verdikleri ilaçta agrı olduktan sonra kullanıyorum.Sorum şu:
1) Migren için herhangi bir rapor varmı?
2) Migren öncesi tedavi varmı?

teşekkür ederim.

Cevap: Migren; tibbi bir tanı olmakla birlikte alt başlıkları da bulunmaktadir. Bu da tıbbi raporlama ile belirtilebilir. Migren tipine göre tedavi mümkündür.Kimi migren tiplerinde (aurola'li), ağrının olacağı hissedildiği anda tedavi uygulanmaktadır.

Migren İçin Öneriniz?

Soru: 5 senedir migren tedavisi goruyorum.avrupadayim burada ilac tedavisi oluyorum.ama basimi 1 saniye bile sarssam hemen basim agriyor.dogum sonrasi temelli agridi bir agriyor 15 gun suruyor bazen kusmak geliyor.spor yapamiyorum beynimi birden sikip birakiyorlar gibi geliyor tansiyonum dusuyor.bas agrilarimda kizimla ilgilenemiyorum ne yapmaliyim kurtulusu yokmu

Cevap: Başağrılı bir hastaya yaklaşımda; ilk olarak altta yatan bir Nörolojik rahatsızlığın olup olmadığının saptanması gereklidir. Her baş ağrısı Migren olmadığı için, ilk olarak ne tür bir baş ağrısı olduğu saptanmalı ve ağrının tanısı ve tedavisi için, Nöroloji yanında, Ağrı Tedavisi (Algoloji) bölümlerine de danışılmalıdır.

Migren İçin Öneriniz?

Soru: merhaba.benim şiddetli baş ağrılarım dolayısıyla doktora çıktım sinüzit olabileceğini söyledi grafi çekildi sinüzit olmadığı migrenimin olduğu ortaya çıktı doktor bana bir ilaç verdi ancak benim migrenim tuttuğunda 2 tane bile alsam fayda etmiyor.ailemde kimsede migren yok ilk kez bende çıktı.migrenim tuttuğunda ışıktan rahatsız oluyorum konuşmak istemiyorum uyuyamıyorum sinirli oluyorum yani ölmek istiyorum.doktorum bana hiç açıklama yapmadı migren nedir sebebi nedir migren tedavisi var mıdır neleri yapmam gerekiyor bana migren hastalığı hakkında ve çok rica ediyorum tedavisi hakkında yardımcı olur musunuz.saygılarımla.

Cevap: Merhaba
Özellikle tek taraflı atak yapan ve daha çok şakakta zonklama ile seyreden ve en azından bir atakta bulantı ve/veya kusamaya yol açan baş ağrısı olduğu zaman, Migren tanısı koyabiliriz.
Bunun dışında, baş ağrılarına sık olarak hemen migren denilebilmektedir. Bu durumda, tedavi eksik veya yetersiz olabilir. Bu nedenle, ağrınızın özellikleri iyi değerlendirilmeli ve ardından, yalnızca atak değil, atak sıklığı da azaltan tedavi programları başlatılmalıdır. Migren ataklarında, modern migren ilaçları yanında, mutlaka yandaş ilaçlar da verilmelidir.

© 2022 Tüm hakları Saklıdır.
Şartlar ve Koşullar  |   Gizlilik ve Çerez Politikası